Satılmış Furuncu

Kadınlar(a nağme) günü

Satılmış Furuncu

Sanayi devrimiyle birlikte evi ve tarlası dışında fabrikalarda, daha doğrusu emek piyasasında çalışmaya başlayan kadınlara tahsis edilmiş bir gündür. Temeli 8 Mart 1857'de ABD'de 129 kadın isçinin olumsuz çalışma koşullarını protestosu neticesi fabrikaya kendilerini kilitleyip çıkan yangında yanarak can vermeleridir.
Hani aslında bugün anladığımız manada sıradan, içi boş, hanım tayfasına nağme yapmak için karsı cinslerince uydurulmuş uyduruk bir gün değildir. Çalışan, üreten kadınların dertlerini dinlemek, sorunlarına cara olmak için zaman içinde şartlar gereği ortaya çıkmıştır. Mesela o ölen kadınların önceliği asla düşük ücretler değil olumsuz çalışma koşulları olmuştur.
Bizler matbaaya dahi 'Gavur icadıdır, istemezük' dediğimizden her bi Avrupalı bin mecmua okuyana dek bizim ermis kalem erbabı bir mecmua yazıp imlasını bir yılda tamamladığından sanayi ve bilgi toplumuna geçişimizde haylı geç oldu. O sebepten 1857'de ölen o bahtı karalardan 1921 yılında haberdar olup ruhları için şerbet dağıtabildik!
O günün şartlarında kaç kadın bi araya gelip nerde toplanabildiler, hitapları hangi mevzu üzerineydi, çevik kuvvet biber gazı kullandı mı, yoksa kendileri tıpış tıpış evlerinin yolunu mu tuttu orası bize karanlık!
Çalışma hayatı herkes için dertlerle doluyken kadın emeğinin ezellikle ön plana çıkartılması bos yere değildir. Kadın fabrikada isçidir, kendi tarlasında ırgattır, okulda ögretmendir, dairede memurdur, hastanede doktordur, hemşiredir, ama aynı zamanda annedir, yuvasını yapan dişi kustur.
Hani bizim cenahın 8 Mart aksamı eve giderken eline bi demet çiçek veya tektaş yüzük alıp 'Sebeb-i Hayatım, kadınlar günün kutlu olsun' demekle kadınlar günü kutlanmış olmaz. Hali ile hallenip derdini dinlemekle, ondan haberdar olmakla, cep telefonuyla değil onunla konuşmakla kutlanmış olur.
Aslında garip olan kadınların o rutin gün kutlama hadisesini benimsemiş olmalarıdır. Bu gün ve aksamından beklentileri küçük bi hediye veya başbaşa bi yemekten gayrısı değildir. Hele daha evlilik yok ve flört aşamasıysa bu gün kendisi için tam bi tuzaktır. Görün bakin 8 Mart aksamı restaurantlar, gününde de sarraf, züccaciye ve palaz(elbise)ciler daha kalabalık olmazsa bizde bisey bilmiyoruz. Bu hediye isinde bu kadar ne vardır su vakte kadar anlayabilmiş değilizdir.
Bugün sosyal medyayı gördük de gülümsedik.
Kadın cenahından kimseden bu günle ilgili kelam çıkmadı. Bunun yerine göz göze asık resimleri, fabrikasyon usulü afilli sözler, en önemlisi de alt-üst komşuyla püskevit, çikolata esliğinde kahve içmeler, kısır yemeler, başkalarını çekiştirmeler!
Bu bizim zamane hanımlarının çoğu emek, zahmet, grev, lokavt bilmediğinden kendilerini kahve muhabbetlerine vermişlerdir. Daha doğrusu fincanların cafcaflı resimlerini çekip birbirine sükse yapma yarışına girmişlerdir. Söz temsil 3'ü bi araya gelip kahve resmi çekecek ve ahaliye poz verecekler. Takim da 4 fincanlık olduğundan o bi fincanı da koyar ki takim daha bi fiyakalı olsun. Böylece alt komşunun hatunu da yeni bi takim aldırana kadar herifin başını bi güzel kemirsin.
Bizim akli evvel, çokbilmiş, emekçi hanımlarda ellerinde tencere tavalarla sokaklarda 'Kadınız, anayız, mal olmaya karsıyız' diyerek bağırsın.
Kıssadan hisse; Kadının fendi, erkeği yendi!
 

 

Yazarın Diğer Yazıları