Depresyonda mısınız?

Yazıları gelen sorulara cevap olacak şekilde hazırlamaya çalışıyorum. Şu sıralar sıklıkla depresyondan nasıl çıkabileceğini ve depresyonda olup olmadığını soran mesajlar gönderiyorsunuz. Son yaşanan olaylardan sonra depresyona girmekten korktuğunu ifade edenler için faydalı bir yazı olmasını diliyorum. 
Öncelikle depresyon nedir tanımlayalım. Ruh sağlığı uzmanları depresyonu stres yaratan duruma gösterilen normal bir tepki olarak değerlendiriyor. Hayatta karşılaştığı güçlükler karşısında kişinin "artık son noktadayım" "en dipteyim" "kaçış yok" "umutsuz durumdayım" benzeri duygular yaşıyor olması halidir diyebiliriz. Psikiyatrik tedavi edilmesi gereken düzeyde olduğunu anlamamız için ise bazı ipuçları var. Öncelikle depresyonun ana belirtilerinden bahsedecek olursak bunlar çökkünlük, bıkkınlık hissi ve hayattan zevk alamama durumudur.

Psikiyatrik tedavi gerektirecek boyutta olup olmadığını kendi kendimize tam olarak ayırt etmemiz zor. Zaten kimse bizden bunu beklemiyor. Fakat bir doktora başvurmamızın gerekli olup olmadığını değerlendirmek için öncelikle kesinlikle bir uzmana danışmak gerektiğini düşünüyorum.

Psikiyatrik tedavi gerektiren depresyon, kalıtsal olarak nesilden nesile aktarılabildiği gibi bazı hormonların az salgılanması ya da beyindeki kimyasal bozulmanın sebebi ile de ortaya çıkabilen ciddi bir hastalık.

Günlük kısa süreli üzüntü, halsizlik, yaşanan bir durum karşısında gösterilen normal tepkilerdir. Bazen bu tepkiler psikiyatrik tedavi gerektiren depresyonla karıştırılıyor. Depresyon likayeti ile ilaç kullanıp tedavi olan bir kimse bir diğerine ilacı tavsiye edebiliyor. Bunun yanlış olduğunu üzülerek söylemeliyim. Doktor tavsiyesi olmadan bu tür ilaçları kullanmak kişileri içinden çıkılamayacak sorunlarla baş başa bırakabiliyor. Aman dikkat!
Bu noktada üzüntü ile depresyon arasındaki farklara bakmak ayırt etmemizde faydalı olabilir.

Üzüntü ile depresyon arasındaki farklar;

1-    Hüzün bir kayıp ya da yaşanılan bir durum karşısında hissedilen normal bir durygu.

2-    Depresyonda ise üzüntüye ek olarak kendini yetersiz görme, kendini suçlama (ben işe yaramam, kötüyüm, hatalıyım), umutsuzluk (asla çıkış yok) eşlik eder.

Soracağımız en önemli soru şu bence;

Yaşanılan olay ile verilen tepki orantılı mı?

Buraya kadar öğrendiklerimizden anlıyoruz ki; eğer sorunun cevabı olumlu değilse bir danışmakta fayda var demektir.

Gelen sorulara cevaben yazmaya devam edeceğim. Sorularınızı [email protected]'a gönderebilirsiniz.

Sonbahara merhaba dediğimiz şu günlerde hayırlı huzur dolu bir hafta diliyorum.