Projeye tepkiler artıyor, Çıldır ne alaka?
Bartın'da ırmak ıslah projesi kapsamında yapımı devam eden yüksek duvar ve cam bariyere tepkiler artarak devam ediyor.
Bartın’da ırmak ıslah projesi kapsamında yapımı devam eden yüksek duvar ve cam bariyere tepkiler artarak devam ediyor. Bartın Mimarlar Odası öncülüğünde düzenlenen, Tso Başkanı Halil Balık ve Bartın Belediye Başkanı Rıza Yalçınkaya'nın katıldığı basın açıklamasında Projesinin yeniden değerlendirmesi çağrısı yapıldı. Mimarlar Odası adına açıklama yapan Selda Çelikyay projenin Bartın Irmağı’nın tarihini, dokusunu ve doğal güzelliğini yok sadığı ifade ederek, “Uygulama başladığından beri bütün kurumları ziyaret ettik. Sayın Valimizi, Çevre Şehirciliği, DSİ'yi bu konudaki hassasiyetlerimiz, kaygılarımızın proje noktasında dediğimizi, alternatif fikirlerimiz olduğunu defalarca ilettik. Suç duyurusunda bulunduk, basın açıklaması yaptık. Bugüne kadarki görüşmelerimiz sonucunda bir diyalog ortamını oluşturamadık. Özellikle bu duvar uygulaması gerçekten bizi çok üzdü. Bartın'ı biz ırmağını canlandırmaya, turizme kazandırmaya, çalışırken gerçekten bu duvarla birlikte ırmağa küskün, ırmağı şehrin yaşamına katamayan hiç arzu etmediğimiz sonuçlar doğuran bir uygulama oldu. Yani selin önlenmesi meselesiyle bu kadar üstümüzde baskı kurup peyzajını yok sayan, ırmağın tarihini yok sayan bugüne kadar belki önemini önemsemeyen bir çalışmayı kesinlikle onaylamıyoruz. Bugün burada aceleyle buluşmamızın sebebi bu uygulamanın durması gerekiyor. Kot açısından sorunları var. Uygulama açısından sorunları var. Ayrıca başından beri neden bu duvarlar dere kenarında ya da setlerde değil de yolun kenarına kadar çıktı? Neden bu kadar riskli çalışmalar oldu? Bu projeye bu şekliyle Bartın halkının hiçbir şekilde rızası yoktur. Başkanın da desteğini alarak yerel yönetim bileşenleri ile DSİ’nin masaya yatırılması gerektiğine inanıyoruz. “ dedi.
Balık, “Başından beri karşıyız, Hiçbir talebimize cevap verilmedi”
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Halil Balık yaptığı konuşmada projenin başından itibaren yanlış olduğunu ifade ettiğini söyleyerek, “Bu konuyu ilk duyduğumuz andan itibaren bu işin yanlış olduğunu söyleyen kişilerden biriyim. Şimdi o kadar çok sıkıntılar, yanlışlar var ki. Fakat hiçbir talebimize cevap verilmedi. Bu duvar bununla bitmiyor, 900 metre civarında bu duvar. Toplamda bildiğim kadarıyla 4 bin 100 metre. Milli Eğitim'in arkasına kadar gidiyor. Kemerköprüyü ne yapacağız? Biz amacımız açıkça halkımızın duymasıydı. Halkımıza şimdiye kadar duyuramadık. İnşallah bu basın toplantısından sonra duyurabiliriz.” Dedi.
-Yalçınkaya, “Çin Seddi gibi olan Bu projenin yanlışlığını dile getirdim”
Bartın Belediye Başkanı Rıza Yalçınkaya da konuşmasında şu ifadelere yer verdi, “Bartın Valiliğimizin bünyesinde yapılan İl Koordinasyon Kurulu Toplantısında DSİ Bölge Müdürümüzün bilgi vermesi sonrası ben de söz alarak bu yapılan projenin yanlışlığını dile getirmiştim. En azından bir oldu bittiyle, Bartın halkına böyle bir projenin dayattırılmaması gerektiğini, dolayısıyla bu proje hayata geçirilirken ilk baştan Bartın'daki sivil toplum örgütlerinin görüşü, Bartın Belediyesi'nin görüşü, Sanayi Ticaret Odası'nın görüşü velhasıl tüm Bartın halkının görüşü alınarak böyle bir projenin hayata geçirilmesi konusunda inşai faaliyetlerin başlaması gerektiğini söylemiştim. Koordinasyon Kurulu Toplantısında Bölge Müdürü bu projenin Bartın için çok faydalı olduğunu ve dolayısıyla bir daha Bartın'da sel taşkını yaşanmayacağını ve onun için yapıldığını dile getirmişti. Bartın'ın doğal güzelliğini elimizden alan Bartın halkının yaşam alanını bence bir Çin Seddi gibi duvarla örerek Bartın halkımız için bence yaşanamaz bir hale getiren bu projenin yanlışlarını görerek düzeltilmesini ve düzeltildikten sonra da inşai faaliyetinin devam edilebileceğini söyledik. Maalesef daha ilk koordinasyon kurulundan çıktığımız andan itibaren gene bizim bu ricalarımızın kabul görmediğini ve dolayısıyla bildiklerini okumaya devam ettiklerini gördük. Bu da bizi üzdü. Bizim öyle bir art niyetimiz yok. Devletin yatırımı, devam etsin. Ama bu yatırımda bazı eksiklikler varsa hata varsa bu hatalardan bence bir an önce vazgeçilmesi gerektiğini söylüyoruz. Bakın bu alan nitelikli doğal koruma alanı. Yani birinci derece doğal sit alanı. Birinci derece doğal sit alanında bir inşai faaliyet başlıyor ve kimseye bu inşai faaliyet projesi gösterilmeden hemen fore kazıklarla çalışmaya başlıyorlar.
-Aba altından sopa gösterilerek müteahhiti koruyan protokolü kabul ettiriyorlar”
Bartın Belediyesiyle DSİ Bölge Müdürlüğü müteahhidi korumak amacıyla bir iş birliği protokolü yapıyorlar. Bu işbirliği protokolü içerisinde biz burada bir inşai faaliyete başlıyoruz. Dolayısıyla bu inşai faaliyet öncesi bize Bartın Belediyesi olarak yani işlem yapılacak, inşai faaliyeti başlanacak alanlardaki Telekom'u, elektriği, su hatları doğal gaz hatlarını deprese ederek bu alanı bize teslim edin gibi anlamında bir protokol. Bu protokolün gerçekleşmemesi halinde de Bartın Belediyesi'nin olabilecek gecikmeler nedeniyle müteahhide ödenecek tazminatlardan sorumlu aba altından sopa gösterilerek belediyeyi korkutarak siz bunu kabul edin, bu iş böyle gitsin anlamında bir dayatmayla meclisten geçirmeye çalışıyorlar ve meclisten de bu planın onayı ve Bartın Belediyesiyle DSİ arasındaki protokolü kabul ediyorlar.
Bartın Belediyesi'nin bu proje projenin yapım anlamındaki planından haberi yok. Plan gelmemiş. Yapılacak şeyler gösterilmemiş. Sadece protokol gelmiş. Bu protokole uymadığınız takdirde eğer işi geciktirirseniz eğer müdahale derseniz işte tazminata mahkûm olursunuz gibi bir korkutmayla kabul edilmiş.
ÇILDIR MAHKEMELERİ NE ALAKA?
İşin ilginç tarafı da eğer bu anlamda bir anlaşmazlık olursa Bartın Belediyesiyle DSİ arasında müteahhittin zararına olan bir şeyde Çıldır mahkemeleri bu kararı değerlendirecektir diyor. Çıldır neresi arkadaşlar? Çıldır mahkemeleri diyor. Bartın Belediyesiyle işte DSİ ve müteahhit arasındaki bir anlaşmazlıkta çözüm yolu olarak Çıldır Mahkemesi deniyor. Bu da çok ilginç bence hukuka aykırı. Çünkü iş burada yapılıyor. Burada inşai faaliyet sürüyor. Eğer burada bir yanlışlık varsa buranın mahkemeleri çözemiyorsa idari mahkemeler, istinaf mahkemeleri ve dolayısıyla Çıldır niye gösterildi? Onu da anlamakta zorlanıyorum.
Bu alan Türkiye'deki doğal koruma kurulu tarafından korunması gereken bir alan. Ben şimdi soruyorum. Türkiye'deki Çevre Şehircilik bakanlığı bünyesinde Doğal Koruma Kurulu Başkanı ve orada karar alan heyet acaba Bartın Irmağını bu anlamda mı koruyorlar? Bu şekilde mi koruyorlar? Bu koruma birinci derece nitelikli korunacak alanda bu inşai faaliyete nasıl müsaade ederek böyle bir koruma alanının yani korunması gereken mutlak alanın elimizden kayıp gitmesine nasıl göz yumuyorlar ben gerçekten anlamakta zorlanıyorum ve çok üzülüyorum.
“Bizim sesimizi duyun dedik ama duymuyorlar”
Dolayısıyla bir kez daha şunu söylüyorum. Devletin yatırımları devam eder. Devlet şehrin ihtiyacını yatırımını yapar. Bu çözüm yolu böyle sizin de gördüğünüz gibi bir duvarla Bartın Irmağı'nı etrafının kapatılarak Bartın'ın sel taşkınlığından koruyacağız anlamında bir projeyle olmaması lazım. Bu anlamda da biz uyardık kendilerini. Daha bir hafta önce gelin dedik DSİ Bölge Müdürü'ne. Gelin birlikte oturalım. Gelin bunu bir değerlendirelim. Nerede yanlış varsa bunu düzeltelim. Sonra da siz devam edin. Yine bu devletin yatırımına devam edin. Ama en azından bizleri bir dinleyin. Bizlerin mahsurlu olarak gördüğü, yapılmamasını istediğimiz kısımları tekrar gözden geçirerek bu projenin devam etmesi konusunda biz de size yardımcı olalım. En azından bizi dinleyin, bizi bir kale alın, bizim sesimizi duyun dedik ama duymuyorlar.
“DSİ Bölge Müdürünün verdiği sözü tutmasını istiyorum”
Ben bir kez daha DSİ Bölge Müdürünün verdiği sözü tutmasını istiyorum. Ticaret ve Sanayi Odası, Bartın Belediyesi ve sivil toplum örgütleriyle tekrar bir araya gelerek bu projenin devamı konusunda gördüğümüz yanlışlıkları bizim karşımızda bir kez daha dinlemesini ve ondan sonra karşılıklı bir fikir alışverişinde bulunarak ortak bir çözüm yoluyla bu projenin sağlıklı bir şekilde devam etmesi konusunda bir fikir birliğine varmamız gerektiğini söylüyorum.Sayın bölge müdürüm, gelin bu konuda orada ilk orada verdiğiniz sözü tutun. Bartın'da hep beraber bir toplantı daha yapalım. En kısa zamanda da artık bu oldubitti dayatmalarıyla yürütülen bu projeden bir an önce doğru bir istikamete gitmemizin önünün açılmasını istiyorum. Gerçekten üzüldüğüm bir tek nokta var. Bu kentte, maalesef bu oldubittilere karşı sesini çıkarma cesaretini ortaya koyan az sayıda insanın bu feryatlarına birilerinin hala kulak vermeyerek hala bildiklerini okuması beni üzüyor. Dolayısıyla ben yeni seçilen bir Bartın Belediye Başkanı olarak da yeni seçilen bir yönetimin temsilcisi olarak belediye meclis üyesi arkadaşlarımla birlikte bu anlamda üzerimize düşen görevi yapacağız. Yani bize Bartın halkı güvendi, inandı, oy verdi. Bartın'a sahip çık dedi. Her konuda sahip çık dedi. Dolayısıyla biz de Bartın halkının bize verdiği bu desteğiyle onların bize olan güvenlerini eksiltmemek için, onların bize duydukları o Bartın’a sahip çıkma arzusunun kaybolmadığını göstermek için elimizden gelen gayreti göstereceğiz. Bartın Belediyesi olarak, yönetim olarak meclis üyesi arkadaşlar sivil toplum örgütlerinin temsilcileriyle birlikte bir mücadele içerisinde olacağız.
“Bu Bartın’ın ortak meselesi”
Bu bir siyasi parti meselesi değil, kimse de yanlış anlamasın. Bu Cumhuriyet Halk Partili bir Bartın Belediye Başkanı buna karşı çıkıyor anlamında böyle bir anlayış olursa üzülürüm. Bu Bartın’ın ortak meselesi. Yani siyasi görüşleri farklı insanların da ben biliyorum ki bu yapılan işlere canı sıkılıyor. Bu yapılan işlere üzülüyor. Yani böyle hilkat garibesi gibi bir Çin Seddini andıran duvarlarla bu canım güzelliklerin ortadan kaybolmasını hiçbir Bartınlı istemiyor. O yüzden hani siyaset üstü bir tavır ve davranış içerisinde olmaya gayret ediyorum. Ben hiçbir zaman zaten siyasetçi anlayışıyla kentin bir sorununa sahip çıkmadım. Çünkü Bartın'ın zararına olan ve Bartın'da yaşayan insanların hak ettikleri yaşam alanlarında sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeleri konusunda biz her zaman yapılan yanlışlıkların karşısında olduk. Nasıl bir termik santral olayında da 15 yıl mücadele ettiysek bugün aynı şekilde Bartın'da yapılan bu projeyle ilgili de hataları yanlışları söylemeye devam edeceğiz. İnşallah birileri de bizim bu feryadımızı duyar. Birileri de bu bizim bu şikâyetlerimizi kendi vicdanlarında hissederler ve sonucunda da doğru bir karar alarak yapılanlardan en azından belli bir oranda yanlışlıktan dönülerek devam etmeleri sağlanır diyorum.”