Mısır'da Yapılan Darbeye Bartın'dan Tepki

Mısır cuntasının, halkın büyük desteği ile iktidara gelen Mursi iktidarını, yurt dışındaki hamilerinden aldığı destekle hukuksuzca, insafsızca ve gayri İslami şekilde gasp etmesini, Bartınlı Müslümanlar da protesto etti.

Cuma namazı çıkışı Arap Cami’si önünde bir araya gelen Bartın’ın İslami hassasiyete sahip sivil toplum kuruluşları darbeye ve darbeci zihniyete “Hayır” diye haykırdı.
“Mursi’ye Evet, Darbeye Hayır” diyen kuruluşlar şöyle: Özgürder Bartın Temsilciliği, İHH Bartın Temsilciliği, Anadolu Gençlik Derneği Bartın Temsilciliği, ESDER, Gülder, Gümüş Hilal Yetimlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Bilgider, Eğitim Bir-Sen, Ensar Vakfı
Açıklama metninde şu ifadelere yer verildi;
Mısır’da meşru seçimlerle iktidara gelmiş bir yönetim, darbeyle alaşağı edildi. Bizler, bu haksız girişimin, Mısır halkının özgür iradesine vurulmuş bir darbe olduğunu düşünüyoruz.
Önceki diktatör rejimlerin biriktirdiği sorunlar ve bu rejimden kalma tortularla mücadele etmekle geçen bir yıllık sürede Mursi yönetimine, ülkeyi niye düzlüğe çıkartamadığıyla ilgili, gerek Mısır basını gerekse eski rejim artığı unsurlar aleyhte, yalan ve iftira kampanyaları sürdürdüler, işlerin düzelmesi için atılan adımları engellemeye çalıştılar. Mursi yönetimi, diktatörlükten kalma sorunlar  ve zayıf düşürülmüş Mısır ekonomisinin güçlükleriyle mücadele ederken, diğer yandan bölgede Müslüman liderlere karşı içte ve dışta başlatılan aleyhte propagandalarla da mücadele etmek zorunda kaldı. Bizler şunu idrak edebiliyoruz; 30 kusur yıldır zalim bir diktatörün yönetiminde adeta çürümüş, ekonomisi çökmüş, insanları fakirleşmiş,ufuksuzlaşmış,her tarafında yığınla sorunlar birikmiş koca bir ülkenin bütün bu olumsuzluklarını bir anda çözebilmesi elbette mümkün değildir. Bugün küresel emperyalizm ve içerdeki işbirlikçi sermayedarlar, bürokrasiye, yargıya ve basın çevrelerine çöreklenmiş batı hayranı garpzedeler, İslami kimliğe sahip liderler aleyhinde akla hayale gelmedik karalama ve zayıf düşürme kampanyaları  sürdürmektedirler. Onların bugün sosyal medya, basın iletişim ve erişim araçlarıyla sürdürdükleri yanlı propagandalar fakirlik, işsizlik ve hedefsizlik arasında sıkışmış halkları etkiliyor. Ne yazık ki bu zaaf durumu idrak ve basiretten uzak bazı zihinleri etkisi altına alarak darbecilerin işini kolaylaştırıyor. İşte Mısır’da uygulanan plan bu şekilde işletildi.
 Mısır’da yapılan darbe, Müslümanların yaşam tarzına ve sorumluluk alanlarına karşı gelen Müslüman yöneticiler ne batılı yönetimler ne de onların işbirlikçi taklitçileri tarafından hazmedilmediler. Daha önceleri uzun yıllar zalim diktatörler tarafından zulme uğramış, işkence görmüş, katledilmiş, sürgünlere gönderilmiş Müslümanlar için onları mağdur edecek zulüm süreci yeniden başlatılmak istenmektedir. Türkiye’de Gezi Parkı üzerinden estirilen ve çevre duyarlılığının bahane edildiği, iktidardaki dindar nitelikli yöneticilere karşı dışlayıcı, hakaretlerle ve ağza alınmayacak küfür telaffuzlarıyla dolu, karalama kampanyaları paralelinde denenen süreç, Mısır’da % 70 lere varan oy  desteğiyle yönetime gelen bir iktidarı kendilerine engel görerek  aynı saiklerle devreye sokulmuştur. Mısır’ın içinden geçtiği krizlerle ve rejim bunalımlarıyla birikmiş sorunlarına karşı Mursi iktidarı ucuz propagandalarla harcanmak istenmiştir.                                                                                                           
Bugün yeryüzünde zalim/ diktatör rejimlere karşı halklar uyanış ve başkaldırı sürecine girmişlerdir. Görüyoruz ki burnumuzun dibinde 100 bini aşkın kardeşimizi katleden ve milyonlarcasını evsiz  bırakan Esed diktatörlüğü Mısır’daki darbe rejimini tebrik ediyor. Müslümanların kutsal beldelerini tekelinde tutan, yeryüzündeki mağdur, sefalet hayatı yaşayan milyonlarca kardeşimizi mağduriyetten kurtaracak yardım seferberliğinde bulunmak yerine otoriter, diktacı rejimleri savunan ve kendisi de bir diktatörlük olan Suud rejimi ve onun gibi saltanat rejimleri Mısır’daki darbe rejimini tebrik ediyorlar. Ne yazık ki İslam karşıtı bazı çevrelerin darbe yöntemleri üzerinden bir takım çağrışımlarla  Türkiye’yi yöneten iktidar mensublarına da aynı mesajı vermeye çalıştıklarına şahid oluyoruz. Diktatörler, sermayedarlar, faiz lobicileri, sözde özgürlükçüler, binlerce kardeşimizin katlini görmeyenler,Taksim’i Tahrir’e benzetenler nasıl da aynı karede buluşuverdiler. Tüm bu oyun sahiplerini  ve Mısır darbecilerini lanetle kınıyoruz.
Bizler şunu diyoruz:
Allah Teala yeryüzünde adaletli olmayı,  kardeşçe yaşamayı, birbirimize  sahip çıkmayı, İslam ümmetinin iç ve dış zaaflara karşı dayanışma içinde olmasını  ve dinimiz İslam’ın hayatımızın her alanında yaşanmasını emrediyor. Bugün sindirilmeye çalışılan aslında bu inanca sahip halklar ve onların seçtiği yöneticilerdir. Mısır’ın iktidarının İslam düşmanı, firavun ruhlu darbeciler tarafından yeniden ele geçirilmesi, Filistinli/ Gazzeli, kardeşlerimizin madur edilmesi ve İsrail’in sevinmesi anlamına gelmektedir. Dinlerini yaşama özgürlüklerini, düşünce özgürlüklerini henüz kazanmış Mısırlı Müslüman kardeşlerimizin kaybetmeleri anlamına gelmektedir.Bizler sadece Mısır’da değil, dünyanın her yerindeki özgürlüklere vurulan darbeleri ve darbecileri lanetliyoruz.
Bir kez daha hatırlatmak istiyoruz:
Her türlü tutsaklığı reddedip ve Müslümanca yaşama özgürlüğü sabırla, meşakkatle, uzun bir mücadelenin sonunda kazanılıyor. Bizler kardeşlerimizin direnerek en kısa zamanda özgürlüklerini ve adalet üzerine kurulan yönetimlerini yeniden geri alacaklarına inanıyoruz. 

Bakmadan Geçme