ÇED engeline takılan Hattat'a platformdan cevap
Bartın'ın Amasra'daki faaliyetlerine ara veren ve 850 çalışanını 3 ay ücretsiz izne çıkaran Mehmet Hattat'ın bunun sorumlusu olarak gösterdiği Bartın platformundan açıklama geldi.
Hattat Enerji ve Maden Tic. A.Ş. ÇED süreçlerinin uzaması, ÇED alınaması ve kömür üretim sürecinin uzaması nedeniyle, uluslararası kredi firmalarından finans desteği sağlanamaması sonucu çalışmalarına 3 ay ara verme kararı aldı. Şirket 850 çalışanını bu süre zarfında ücretsiz izine gönderdi.
Lavvar tesisine ilişkin ÇED'in iptal edilmesine neden olmakla suçlanan Bartın Platformu, Hattat Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hattat'a yanıt verdi.
Platform'dan yapılan açıklamada; " Amasra'ya termik santral yapmak isteyen bay Mehmet Hattat, üç aylığına ücretsiz izne gönderdiği işçilerine bunun Bartın Platformu yüzünden yaşandığını söylemiş. Sokağa attığı işçiler üzerinden kendi başarısızlığını ve yalanlarını gölgelemek için Bartın Platformu'nu hedef gösteriyor" denildi.
BARTIN PLATFORMUNU HEDEF GÖSTERDİ
Hatırlanacağı üzere Mehmet Hattat, geçen hafta Tarlaağzı'ndaki tesislerde HEMA'da çalışan işçiler ve aileleri ile biraraya gelmiş, onlara Bartın Platformu'nun mahkemeye yaptığı başvuru nedeniyle Lavvar Tesisi'nin ÇED'inin iptal edildiğini açıklamıştı.
Bu açıklamanın hemen ardından da Tarlaağzı'ndaki tesiste çalışan 850 işçinin 3 ay süreyle ücretsiz izne ayrıldığı ve bunun tek sorumlusunun da üretime engel olmakla suçlanan Bartın Platformu olduğu savunulmuştu.
TERMİKÇİ BAY HATTAT SİZİN KİM OLDUĞUNUZ DEĞİL AMASRA’NIN GELECEĞİ ÖNEMLİ
Mehmet Hattat'ın kendilerine yönelik suçlamalarına Bartın Platformu'ndan yazılı bir açıklama ile yanıt verildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Dünya cenneti Amasra'ya termik santral yapmak için her türlü yolu deneyen Hattat, işçilerini üç ay ücretsiz izne ayırmış. Bunu yaparken de Bartın Platformu'nu hedef göstermiş. Bay Hattat Bartın Platformu'nun kim olduğunu daha anlamamış anlaşılan. Soyut bilgilerle bir hayali bir düşman yaratarak, sokağa attığı işçiler üzerinden kendi başarısızlığını ve yalanlarını gölgelemek için Bartın Platformu'nu hedef gösteriyor. Bay Hattat Bartın Platformu soyut bir kavram değildir. Bartın Platformu Bartın halkının seçmiş veya kurmuş olduğu milletvekili, belediye başkanları, muhtarlar, belediye meclis üyeleri, dernekler, odalar, sendikalardır. Halkın 10 günlük kısa süre içinde Bakanlığa ulaştırmış olduğu termik santral istemediğini belirten 42 bin dilekçedir. Bartın Platformu o sokağa attığınız işçiler de dahil olmak üzere etiyle buduyla Bartın-Amasra halkının bizzat kendisidir. Siz yalan olduğu apaçık olan iftiralarla kimi kime şikayet ediyorsunuz Bay Hattat?
AMASRA KİMSENİN DOYUMSUZ İŞTAHININ KURBANI OLAMAZ
Bartın Platformu'nun sunduğu 'düzmece' belgelerle Danıştay'ın termik santral ÇED sürecini iptal ettiğini söylemişsiniz. Bartın Platformu'nun Danıştay'a sunduğu belgeler sadece sizin hazırlattığınız ÇED Başvuru dosyalarıdır. Haklısınız Danıştay'a giden 'düzmece' belgeler vardır. Fakat bunlar sizin hazırlattığınız belgelerdir. Siz Bartın Platformu'nu bir yöreyi yok edecek projeleri o yöre halkına dayatan, orada yaşayanları sağlığını yok etmeyi göze alan ve bunu yapmak için yalan söylemek ve iftira atmaktan kaçınmayan doyumsuz iştahının esiri olmuş bir işadamı mı sandınız Bay Hattat?
KİM YALAN SÖYLÜYOR?
Şimdi 'Ben kömürcü değilim, ben buraya termik santral yapmak için geldim' diyorsunuz. 'Amasra B sahasını taşkömürü üretimi yapmak için Türkiye Taşkömürü Kurumu'ndan (TTK) kiralarken termik santral yapmak şartıyla aldım' demişsiniz. Fakat Bay Hattat, bu kiralama işleminden sonra Bartın Ticaret ve Sanayi Odası'nda kalabalık bir topluluğun önünde projenizi tanıtırken 'Ben sadece kömür çıkartacağım, termik santral yapmak projemizde kesinlikle yok' dememiş miydiniz, ne çabuk unuttunuz.
Bay Hattat, TTK'yla sözleşme imzalarken 20 yılda 56 milyon ton taşkömürü çıkaracağınızı vaat etmiştiniz. Aradan geçen 9 yılda 20 milyon tona yakın miktarda kömür çıkarmanız gerekiyordu. Fakat siz henüz 1 kg bile kömür çıkarmadınız. Üstelik 'düzmece' nedenlerle çıkarmanız gereken kömür karşılığında devlete ödemeniz gereken tazminatı ödemediniz. TTK ve Enerji Bakanlığı'ndaki dostlarınız bunca sözleşme hükümlerini yerine getirmediğiniz halde sizi neyin karşılığında idare etti Bay Hattat? Halkın rızkına nasıl bir iş birliğiyle el koydunuz açıklayın lütfen?
Hükümetin yeraltı maden işletmelerinde çalışan işçilere çifte maaş verilmesi düzenlemesinden sonra, işçilerine çifte maaş vermeyen ve bunun için Bakanlığa 'Ben maden çıkarmıyorum, taş çıkarıyorum diye yazı gönderen siz değil miydiniz Bay Hattat?' Emeğini çaldığınız işçileriniz hak arama mücadelesine girdiğinde, onların yanında yine Bartın Platformu'nun bileşenleri vardı, ne çabuk unuttunuz Bay Hattat. Siz unuttunuz fakat bugün Bartın Platformu'nu hedef göstererek kapı önüne koyduğunuz işçileriniz umarız unutmamıştı.
9 YILDA 1 KİLO KÖMÜR ÇIKARMADINIZ!
Bartın Platformu'nun Amasra'da taşkömürü çıkarılmasına karşı olmadığı, termik santral yapımına karşı olduğunu defalarca açıkladık. Buna rağmen Bartın Platformu kömür çıkarılmasına karşı şeklindeki açıklamanızı sizin iş ahlakınıza bağlıyoruz Bay Hattat. Sizin kömürle ilgili yaptığınız hiçbir çalışmaya itiraz etmedik, ormanları kestiğiniz, Çapak deresinin yatağını doldurduğunuz, sözleşme gereği devlete ödemeniz gereken tazminatları ödemediğiniz ve buna benzer bir sürü yanlış işlemi yaptığınız halde sizi şikayet etmedik Bay Hattat. Kömür çıkarmanız için biz her türlü desteği sağladık, fakat siz ne yazık ki 9 yılda 1 kg. kömür çıkarmadınız.
KÖMÜRE DEĞİL, TERMİK SANTRALLE BAĞLANTISINA DAVA AÇTIK
Ocaklardan kömür çıkarılmasına karşı olmadığımız halde 'Kömür Hazırlama Tesisi (Lavvar) ÇED Gerekli Değildir' kararına neden itiraz ettik, tekrar açıklayalım. Daha önceki termik santral ÇED başvurularınızda lavvar tesisi hiç yer almıyordu. Bunun üzerine Bakanlıkta yapılmak istenen toplantılarda biz de 'Madem termik santralde ithal kömür değil de Amasra'da çıkan kömürü kullanacaksınız, neden projenizde lavvar tesisi yok?' diye sormuştuk. Yani biz projenizde bir liman yer alması ve lavvar tesisinin yer almamasını termik santralde ithal kömür kullanacağınızın bir kanıtı olarak sununca, siz göstermelik olarak termik santral ÇED raporuna, lavvar tesisi için ayrı bir ÇED raporu düzenleyeceğiniz notunu düşmüştünüz. Bu nottan sonra bakanlık yetkilileri de sizden lavvar tesisi için bir ÇED raporu hazırlamanızı istediler. Siz de lavvar tesisi için bir ÇED başvurusunda bulundunuz. Fakat bu başvuruda lavvar tesisinde üretilecek kömürü piyasaya satacağınız yazıyordu. Termik santralde kullanılacağına dair tek bir ibare bile yoktu. Hatta aynı yerde yapılacak termik santralden hiç bahsedilmiyordu. Yani her zaman yaptığınız gibi 'düzmece' bir başvuru dosyası hazırlamıştınız. Biz de buna itiraz ettik. Eğer siz termik santral için bir engeli aşmak için göstermelik bir lavvar ÇED başvuru yapmasaydınız, kapasitesi Amasra'dan çıkarılacak kömüre göre belirlenmiş bir lavvar ÇED başvurusu yapsaydınız biz itiraz etmeyecektik. Zaten Danıştay da kömüre değil, lavvar tesisi termik santralle entegre bir tesis olduğu için iptal kararı verdi. Yani projenizden termik santrali çıkarırsanız kömür çıkarmanın önünde bir engel kalmayacak.
KİM OLURSANIZ OLUN AMASRA'YA ZARAR VEREMEZSİNİZ
Bay Hattat, işçilerinizi kapının önüne koyduğunuzu açıkladığınız konuşmanızda 'Biz meyhaneci, kerhaneci değiliz, biz endüstriciyiz' demişsiniz. Bay Hattat seviyenizi gösteren bu sözler bizi ilgilendirmez. İster meyhaneci, ister kerhaneci, ister endüstrici olun bizi ilgilendiren Bartın'ın ve Amasra'nın sağlıklı geleceğidir. Bartın ve Amasra'ya zarar verecek hangi proje olursa olsun, yöre insanlarımıza zarar verecek kim olursa olsun karşısında oluruz.
KÖMÜRÜ DEVLET ÇIKARSIN!
'Biz kömürcü değiliz, biz termik santralciyiz' demişsiniz. Zaten taşkömürü madenlerimizi kiraladığınız halde 9 yıldır 1 kg kömür çıkarmadınız. O zaman bizi oyalamayın. Bırakın gidin. Yerin altındaki kömürümüzü değerini bilen mutlaka çıkaracaktır. Bu nedenle biz bu ocakları devletin işletmesini öneriyoruz. Böylece ikide bir sizin tarafınızdan işsiz kalmakla tehdit edilen ve asgari ücretle çalışmak zorunda kalan işçilerimiz daha iyi şartlarda ve daha yüksek ücretle huzur içinde çalışma fırsatı bulur. Hükümetten istediğimiz de budur."